Sosyal Medya

Makale

İran’dan bir ‘kadîm’ dostun yanılgısı-2

Tahran’da yayınlanan bir gazetenin Gen. Yayın Yönetmeni ve yönetim kademelerinde de baÅŸka vazifeleri dolayısiyle etkinliÄŸi olan kadîm bir dost’un Suriye’yle ilgili olarak Tayyip ErdoÄŸan’ı suçlayan mesajına PerÅŸembe günkü yazıda deÄŸinmiÅŸtim. O mesajdan birkaç gün sonra,  Musul konusu ısınınca ulaÅŸan ikinci mesajında da yine Tayyip ErdoÄŸan ismi zikredilerek, kısaca, ‘Irak halkının iradesine ihtiram göstersin ve askerlerini bu ülkeden çıkarsın, bu durumun devamı Türkiye’nin faydasına deÄŸildir’ deniliyordu. 

***

Ä°ran’dan bu ‘kadîm dost’un ikinci mesajına burada deÄŸinmeliyim. Çünkü, bu mesaj bir kiÅŸinin veya sadece gazetesinin etkilediÄŸi çevrelerin görüşlerinden de ibaret deÄŸil.. Genelde maalesef, Ä°ran kamuoyu, Türkiye’de Tayyip ErdoÄŸan düşmanlığını her ÅŸeyin önünde tutan mâlum çevrelerin yalanlarını, -en azından, ‘haberlerin tahkik etmeksizin kabul edilmemesi’ni emreden ilahî emre aykırı olarak- gerçekmiÅŸ gibi yansıtan bir anlayışa sahip, son yıllarda.. Hattâ o kadar ki, Tayyip ErdoÄŸan’ın oÄŸlunun Ä°st- Aksaray’da bir ciÄŸerci dükkanının sakallı sahipleriyle çekilen fotoÄŸrafı bile, Ä°ran medyasında ‘DEAÅž’ı ErdoÄŸan’ın desteklediÄŸi’nin delili olarak sunuldu topluma,  gazetelerin birinci sahifelerinden..

***

Bu vesileyle ekleyeyim: 20 Ekim sabahı, Suriye’de, PYD/PKK güçlerinin Türkiye savaÅŸ uçaklarınca bombardıman edilmesi ve 180- 00 kadar PKK’lı’nın öldürüldüğü tahmininin yapılması üzerine, Ä°ran’dan daha baÅŸkaları da hemen, ‘Kürdlerin bombardıman edilmesi, DEAÅž’a destek deÄŸil midir?’ gibi mesajlar göndermeye baÅŸladılar. Sanki, Ä°ran Kürdistanı’nda daha geçen ay 16 PEJAK/PKK’lıyı sallandıranlar ya da, kendilerine yönelik bir tehdit algıladıklarında, Kandil Dağı’nı da top ve füzelerle günlerce vuranlar da kendileri deÄŸilmiÅŸ gibi.. Böyleyken, PKK’yı veya PYD’yi kürd halkı gibi kabul edip, ‘kürdlere saldırıldığı’ndan dem vurulması?

Amerikan yetkilileri de ‘Asıl düşman, DEAÅž.. Onunla savaÅŸan herkes bizim müttefikimizdir, gerisi kimseyi ilgilendirmemeli..’ demiyor mu; ‘düşmanımın düşmanı dostumdur..’ mantığınca..

Yani, Amerika asıl düşmanını biliyor; Ä°ran ve  baÅŸkaları da biliyor. Ama Türkiye’nin, kendi düşmanını, baÅŸkalarına göre belirlemesi isteniyor.

Bu nasıl mantıktır? 

***

Ä°ran’dan bu ‘kadîm dost’a ve onun düşüncesinde olanlara, ilk yazıma ek olarak belirteyim ki:

‘PKK’nın, USA emperyalizminin izniyle Kuzey Irak’taki Kandil Dağı’nda çöreklenmesi karşısında, bu ÅŸerr odağının oradan çıkarılması konusunda BaÄŸdat’daki kuklalarınıza bir tavsiyeniz oldu mu hiç?

Böyleyken, 2 yıl önce Mâlikî’nin yerine Irak BaÅŸbakanlığı makamına USA eliyle oturtulan Haydar Ä°badî Ankara’ya geldiÄŸinde, Musul’u DEAÅž güçlerinden kurtaracak mahallî güçleri eÄŸitmesi için BaÅŸika’ya bir askerî birlik istemiÅŸ ve bu isteÄŸe göre 600 kiÅŸilik bir birlik gönderilmiÅŸken..

Irak’ta, sizinkilerden ayrı olarak, Irak’la sınırı bile olmayan, denizaşırı onlarca devletin binlerce askerinin o ülkeden çıkarılması için çaÄŸrı yapmayıp, sadece Türkiye’nin 600 kiÅŸilik askerî birliÄŸinin ‘iÅŸgalci’ olarak nitelenmesini nasıl izah etmeli?

Korkularınızın kaynağının, Halifelik rüyaları veya Yeni Osmanlılık gibi konular olduÄŸu yazılarınızdan daima belli oluyor. Bu vehimleri bırakınız da, ümmetin aÄŸuÅŸuna dönünüz.

Biliniz ki, Osmanlı’nın dönmesi bir ütopyadır. Ama, ümmetin, emperyalist dünyaya karşı tekrar, Osmanlı zamanındaki gibi bir güç odağı halinde karşı çıkması hayaliyle dua eden yüzmilyonlarca müslüman var, bugün dünyada..

Bugün Irak’ta, ‘tek mezhebçi’ bir tahakküm düzeni kurulmasına seyirci deÄŸil hattâ, teÅŸvikçi olanlar, BaÄŸdat’ın nüfusunun, bugün, bir ‘tek mezhepleÅŸtirme’ ameliyesine muhatap olduÄŸu; büyük kitlelerin tehdit altında oldukları duygusu sizi rahatsız etmiyor mu?

Korunacak olan şu veya bu devletin değil, Müslümanların hak ve maslahatıdır.

Dostlukların ancak aynı inanç temeli ve hakkaniyet ölçüsünün korunmasıyla idame edebileceÄŸini hatırlatarak..’ 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.